Mayıs 16, 2010

VENEDİK-VERONA-EYLÜL08


Venedik'te Mestre Bölgesi'ndeki Hotel Elite'de konakladık.Otel ,Milano'dakinden daha mütevazi olmasına rağmen daha pahalı.Arabamızı otelin otoparkına bıraktıktan sonra otobüsle Venedik'e yolaldık.4 durak sonra Piazzale Roma'dayız.Buradan San Marco'ya 82 nolu vaporettoyla ulaşabilirsiniz.Yağmur çiseliyor ama biz Venedik'in daracık sokaklarında kaybola kaybola San Marco meydanındanına ulaştık.Aslında bu daracık sokaklarda kaybolmana imkan yok çünkü heryerde San Marco ve Piazzale Roma tabelası var.Kalabalığı takip edersen de yolunu bulabiliyorsun.Biz otelden kişi başı 16 euro vererek günlük bilet aldık ki çok gereksiz oldu.Çünkü devamlı yürüdük.Vaporettoları çok kullanmadık.Vaporettolar boğazdaki motorlara benziyor.1 numaralı vaporetto herdurakta duruyor , şehri denizden görmenin en iyi yolu.Venedik ,118 adadan oluşup karaya daracık bir yolla bağlı.170 kanal ve 400 köprü bulunmakta.Araç girişi yok.Dolayısıyla günlük hayattaki bütün ulaşım deniz yoluyla sağlanıyor.Cenazaler,mal transferleri,ambulans ,turistik gondollar aklınıza ne gelirse.Dolayısıyla tam bir kargaşa ama yapacak pek fazla birşey yok.Evlerin alt katları sular altında dolayısıyla fare cenneti.Sokaklar daracık bazılarından yanyana iki kişi zor geçiyor ve berbat idrar kokuyor.Şehrin yerlisi Mestre'de kalıyor.Venedik'in içindeki oteller çok pahalı.Yoğun yağmur yağdığı zaman şehir sular altında kalıyor.Ama herşeye rağmen kanalları,köprüleri,saraylarıyla masal şehir...
  • San Marco Meydanı ve San Marco Bazilikası
  • Şehrin göbeğinde yeralıyor.Turist ve güvercin kalabalığı.San Marco Bazilika'sını süslemek için denizaşırı ülkelerden çeşitli eserler getirilmiş.Kiliseyi süsleyen mozaikler muhteşem.Dört İncil yazarından biri olan Aziz Marco'nun kemiklerinin ve eşyalarının muhafaza edildiği kilisenin önünde hep kuyruk var.San Marco meydanında ihtişamlı bir çan kulesi (Campanile) de yeralıyor.Eskiden bu çan kulesinin tepesinden mahkumları meydana atarlarmış.Açık havada , çan kulesinden Hırvatistan görülebiliyormuş.
  • Palazzo Ducale Dükler Sarayı,San Marco Bazilikası'nın bitişiğinde yeralıyor.Giriş euro 16 ama kalabalıktan giriş imkanı yok.Şehrin önde gelenlerinin yaşadığı saray inanılmaz sanat eserleriyle dolu.
  • Grande Canal Venedik kanallardan oluşuyor.Grande Canal en büyüğü. Ters s şeklinde kıvrılıyor.Kanal kenarlarındaki binalar çok kıymetli.
  • Santa Maria Della Salute kilise inci gibi parlıyor.
  • San Giorgio Maggiore San Marco meydanından deniz yönüne bakınca görülen kilise.
  • Ponte di Rialto Rialto Köprüsü büyük kanalın üzerindeki 3 büyük köprüden biri.Venedik'in simgesi.Herzaman kalabalık.Herkes fotoğraf çektirmek için birbirinin üzerine çıkıyor.Yıkılacak diye korkmadım değil.
  • Ponte dei Sospiri Ağlama köprüsü,Casanova dahil olmak üzere suçlular hapishaneye giderken bu köprüden geçerek son kez Venedik'e bakarmış.Biz gittiğimizde tadilattaydı.
  • Murano Adası Venedik'in cam sanatıyla ünlü adası.Cam eserler çok güzel ve pahalıydı.Ayrıca cam atölyeleri( Fornace-fırın ) muhakkak görülmeli.Ücretsiz olarak cam ustalarını seyredebilirsiniz.
  • Burano Adası Venedik 'in dantelleri meşhur adası.Rengarenk evlerle süslü şirin bir yer.

  • Lido Sayfiye adası


Biz hava muhalefetinden dolayı gondol sefası yapamadık.1 saati euro 100 bedeli
var.Gondolculuk Venedik'te çok itibarlı meslek ve babadan oğula geçiyor.İyi de para kazanıyorlar.
Venedik'in altında denize kaymasını önleyen binlerce kazık var.Unesco tarafından koruma altına alınmış.

Verona
Venedik-Verona arası 125 km.Milano'dan Venedik'e arabayla gidiliyorsa yolda uğranabilir.Burası Romeo -Juliet' in diyarı.Heryer Romeo- Juliet hediyelikleriyle dolu.Kalabalık sizi Juliet'in evine götürüyor.Evin orjinalinde balkonu yokmuş sonradan ilave edilmiş.Bahçesinde bronz Juliet heykeli var.Memesine dokununca şans getirdiği söyleniyor.Tamamen turistik rezillikler.Herkes Juliet'in memesine dokunarak fotoğraf çektirip şans diliyor.Sürü psikolojisiyle biz de çektirdik tabiki.Eve giriş ücretli.3 euro.Evin girişi ziyaretçilerin aşk dolu post-itleri ve mesajlarıyla kaplanmış.Romeo'nun evi birkaç sokak geri de ancak turistik olarak ziyarete açık değil.
Meydanda küçücük bir pazar kurulmuş.Bardaklar içinde hazırlanmış karışık meyvelerden aldık.Bardağı euro 2.Pek lezzetliydi.









Venedik olmazsa olmazları...

  • Santa Lucia Station , dünyanın en güzel manzaralı tren istasyonunu mutlaka görün
  • La Bottega Di Pantalone Eyes Wide Shut'ın maskelerini yapan maskeci de vakit geçirin.Maskeleri takın,fotoğraf çekin,eğlenceli oluyor.Fazla abartmayın sahibi yardımcı olabilirmiyim diye sorup kibarca kovuyor.E adam haklı.Maskeler euro 100-300 civarında euro 30'luklar çok turistik.Maskelerin fotoğraflarıyla yetindik.
  • Venedik'e karnaval zamanı gitmek gerek.Görsel şölen Şubat- Mart aylarında yapılıyor.
  • Caffe Florian veya Caffe Quadri de bir kahve iç. Canlı müzik varsa sakın oturma.Adam başı euro 16 müzik bedeli alıyorlar haberiniz olsun.Herkes ayakta müziği dinliyor oturup kazıklanmayın derim.
  • Cicchetti molası verin.Geleneksel ufak atıştırmalık tabaklar eşliğinde içki servisi yapılan barlar..Lezzetli ve keyifli bir çok yer var.



Son olarak
Karnaval zamanı mutlaka gidilmesi gereken masal şehir....

Nisan 30, 2010

İSEO GÖLÜ-GARDA GÖLÜ,EYLÜL 08

Milano Göller Bölgesi Como Gölü,Maggiore Gölü,Garda Gölü,Orta Gölü ve İseo Gölü'nden oluşuyor.Önceki günlerde Como Gölü'ne gitmiş ancak Maggiore Gölü'ne ve Orta Gölü'ne zamanımız kalmamıştı.Bugünkü planımız İseo Gölü ve Garda Gölü'nden sonra Venedik'e ulaşmak.İlk olarak sabah kahvaltısına Lago d'İseo'ya gidiyoruz.Milano'dan uzaklığı 90 km.
İSEO GÖLÜ
Burası çok sakin, adeta emekli yeri gibi.Como'dan sonra bizi kesmese de şirin.Gölde birsürü ördek ve kaz yüzüyor,herkes birbiriyle muhabbette,ortam çok samimi ve sıcak.İçimiz huzurla dolu vaziyette gölden ayrılıp arabamıza dönüyoruz ki o da ne euro 36 otopark cezası.Şu ana kadar Portofino hariç hiçbiryerde otopark bedeli ödemedik ama bu bedel ağır oldu.Arkamızda İseo Gölü'nde yeralan , Avrupa'nın en büyük göl adası Monte Isola'nın manzarasını bırakıp kaldığımız yerden devam ediyoruz.Yine benzinimiz bitti. İseo'dan benzin aldık,pompacı 60 yaşlarında kadın,kredi kartını uzatınca üst katta ki kızına seslendi,kızı kucağında bebeğiyle gelip POS'tan kartı geçirdi.İtalyanları ve İtalya'yı çok seviyoruuuum.
MONTE İSOLA
Rotamız Lago di Garda.Lago di Garda pipo şeklinde.Alt kısmı çok geniş olduğundan gölden çok deniz havasında.Yukarıya doğru yol aldıkça göl manzarası keyifleniyor.Gölün çevresi 143 km ve 80 tünelden geçiyorsun.İtalya'nın en büyük gölü.Gölde tekne turu yaklaşık 3 saat sürüyor.Biz Como'da olduğu gibi karayoluyla gölü gezmeyi tercih ediyoruz.İlk durağımız gölün en turistik noktası olan Sirmione.
SİRMİONE
Rocca Scaligera kalesi'nden Sirmione'ye giriyorsun,araba girişi yasak.Çok kalabalık,turist dolu,oturacak yer yok.Termal bölge olduğundan onlarca otel bulunmakta.Nefis dondurmalarımızı yedik.Hazırız.Tura devam.Sirmione'den sonra şaraplarıyla ünlü Bardolino,Garda Gölü'nün en güzel manzarasına sahip Punta San Vigilio,Torri del Benaco ve Malcesine geliyor.
MALCESİNE
Malcesine'de göl kenarında pizza ve roka salatamızı yiyip ev yapımı şarabımızı içtikten sonra dar sokaklarda gezindik. Burası gölün en güzel yerlerinden biri ayrıca Scaligero Kalesi'ne de ev sahipliği yapıyor. Baldolino şarabı ve Cinque Terre'nin yarı fiyatına meloncello (kavun likörü) aldık.
RİVA DEL GARDA
Sırada gölün sivri ucu Riva Del Garda var.
Heryer başdöndürücü manolya kokuyor.Bisikletçiler,sörfçüler,yelkenciler,dağcılar herkes spor yapıyor.Dağın eteklerine kurulmuş.Garda Gölü, Como gölü gibi insanın soluğunu kesmiyor ama yine de İtalya'nın her bölgesi ayrı cevher.Bizim zamanımız olmadığından Malcesine'den Monte Baldo'ya çıkamadık.Ama eminim ki süper bir manzara eşliğinde yapılan teleferik yolculuğudur.Riva Del Garda'dan yolumuza devam ettik gölün diğer tarafını gezemedik.

Milano Göller bölgesi olmazsa olmazları
  • Como'da konaklayarak Como Gölü,Maggiore Gölü ve Orta Gölü gezilebilir.Como-Maggiore yaklaşık 90 km,Orta-Maggiore yaklaşık 45 km.Orta Gölü'nü bilmem ama Maggiore Gölü'nü göremediğime üzüldüm.
  • İseo Gölü ve Garda Gölü birlikte gezilebilir.Bence İseo'ya uğranmasa da olur ama Garda görülmeli.Bir sonraki durak Verona.Romeo Juliet aşkının şehri.
  • Şişesi Garda Gölü şeklinde olan Bardolino şarapları alın.Şarabı içtik şişesi zeytinyağlık olarak mutfağımı süslüyor.
  • Göl kenarında Malcesine'de şöyle romantik bir yemek yiyin.
Sonuç olarak

Milano-Venedik arasını arabayla gidiyorsanız yolunuz üzerinde yeralan Garda Gölü'nü ve
Verona'yı atlamayın derim.

Maggiore Gölü

Nisan 29, 2010

CİNQUE TERRE-PORTOFİNO-EYLÜL 08

CAMOGLİ
Yine yollardayız.Benim için bu tatilin anlamı olan, İtalya'nın Liguria Bölgesi'ndeki Cinque Terre'ye gidiyoruz.Cinque Terre ,Milano'dan 223 km uzaklıkta.İtalya'nın kuzeybatısında yeralan Liguria Bölgesi,Cenova Körfezi etrafında kıvrılmakta olup İtalyan Rivierası olarak adlandırılmaktadır.Dağları sarmalayan yollar,sarp yamaçlar,enfes koylar,muhteşem deniz manzarası.Yol tehlikeli ama çok keyifli.İlk olarak Camogli'de kahvaltı molası verdik.Bir durak sonrası Portofino.Burada hayat yavaşlatılmış gibi.Denize giren insanlar,eski binalardan sarkan çamaşırlar,çiçeklerle donatılmış balkonlar...Kilise çanları eşliğinde sahilde kabaklı foccacialarımızı ve elmalı turtalarımızı yedik,kahvelerimizi içtik.
Cinque Terre'ye gitmek üzere yola devam.Yollar tünel ve viyadüklerle dolu.Cinque Terre 5 köyden oluşuyor.Monterosso Al Mare,Vernezza,Corniglia,Manarola ve Rio Maggiore.Patika yolları arabamızla aşarak ilk köy olan Monterosso Al Mare'deyiz.

MONTEROSSO AL MARE
Günlerden pazar,trafik yoğun,köyün içine arabayla giriş yasak,otopark dolu.Arabamızı yaklaşık 1 km uzağa ,yola park edip yürüdük.Monteresso'nun büyük bir sahili var ve köyler arasında turistik açıdan en gelişmiş yer.Diğer köylere giden patika yürüyüş yolları var.Eğer yürümek istemezsen trenle ulaşım imkanı bulunuyor.Ama çok ısrarlıysan daracık ve uçurum kenarından geçen karayolunu da kullanabilirsin.Fotoğraflarını görüp çok etkilendiğim, kayalara oyulmuş insan figürünü buluyorum hemen.Biraz tepeye kaleye doğru yürüdük sonra vakit geçirmeden diğer köylere gitmek için trene bindik.Cinque Terre bir güne sığacak bir yer değil.

Ama bizim programımız bir

günle sınırlı olduğundan tüm köyleri görme imkanımız yok.Aralarından bir tanesini daha seçeceğiz.Vernezza ve Corniglia'yı atlayarak Manarola'ya gittik.Tam isabet.Bir yeri gözünde fazla büyütünce sonu hep hüsran olur.Bu tatilde de ondan korkuyordum.Ama Manarola'yı görünce soluğum kesildi.Üzüm bağlarıyla çevrili, kayalıkların üzerine kurulmuş renk renk evlerden oluşan sevimli mi sevimli,nefes kesen bir yer.Manarola ve son köy olan Rio Maggiore arasındaki yürüyüş yolunun adı Path of Love, yol çok keyifliymiş ve yarım saatte yürünüyormuş.Manarola'da seafood spagetti ve yengeçli ev yapımı makarna yedik.Benim yengeçler bütün olarak makarnamın üzerindeydi.E haliyde yemesi kolay olmadı.Bu güzel yerden ayrılmak çok zor.Monteresso'ya dönüp çilekli ve kavunlu likörlerimizi aldık , arabaya yürümek tam bir kabus.Devamlı yokuş çıkarak 1 km den fazla yol ve yorgunuz ve elimizde şişeler. :(


Planımız akşam yemeğini Portofino'da yemek.Portofino
Monteresso arası 75 km.Ama pazar akşam trafiği ve boş benzin
depomuz bizim planlarımızı suya düşürdü.Sonunda Santa Margherita'ya ulaştık.Etraf cıvıl cıvıl.Biraz ilerisi Portofino.Buradan motorla Portofino'ya ulaşabilirsin.Arabayla gitmekten daha mantıklı.Otopark yine sorun.Gündüz gelsek ne yapardık bilmiyorum ama akşam olduğundan herkes dönmüş, euro 10 vererek otoparka arabayı attık.Küçücük bir yer ama bir sürü markanın mağazası var.Portofino son liman demek.İnsanlar genelde birbirinden güzel tekneleriyle gelip yemek yiyip alışveriş yapıyorlar.Restaurantlar pahalı haberiniz olsun.
MANAROLA


Cinque Terre ve Portofino olmazsa olmazları....

PORTOFİNO

  • Cinque Terre'ye birkaç gün ayır.Tüm köyleri doyasıya gez.İçine sindir.
  • Path of Love'dan yürü.
  • Manarola'da '' la vita é bella ''.Aklım Manarola'da kaldı.Arrivederci Manarola...
  • Portofino'da zaman geçir,tekneleri seyret,zenginliği hisset.
  • Monteresso'dan çilekli likör al ve diğer tüm likörleri tat.Nefissss.
  • Monteresso'daki kayaya oyulmuş insan figürüne hayran kal.






Son olarak
Liguria Bölgesi çok keyifli.İtalya'da Liguria

Bölgesi'yle rakip olabilecek tek yer Amalfi Coast'un yeraldığı Campania Bölgesi.Ama bence Liguria açık ara önde gelir.Bu bölgede tatilin tümü geçirilebilir.Genova'dan başlayıp Camogli,Lavagna,Levante,Cinque
Terre,Portofino gezilebilir.Vakit varsa Genova'dan San Remo yönüne de gidilebilir.Biraz daha ilerisi Nice.

Nisan 28, 2010

COMO GÖLÜ - EYLÜL 08

Como- Milano yaklaşık 50 km. Milano'dan çıkıp 45 dak.
Como Gölü lades kemiğine benziyor.146 km2 yüzölçümüne sahip.Gölün yarısı İtalya diğer yarısı İsviçre sınırı içinde yeralıyor.Buradan İsviçre'nin Lugano şehri yarım saatlik mesafede,vizeniz varsa sınırdan İsviçre'ye geçebilirsiniz.Gölde çeşitli feribot turları yapılıyor,ortalama 2-3 saat sürüyor.Biz göl etrafını arabayla turladık.Bence daha keyifliydi.Her dönemeç ayrı bir manzaraya açılıyor,yol çok keyifli iki araba yanyana zor geçiyor,evler muhteşem,Como Gölü harika,en ufak bir görüntü ve çevre kirliliği yok.Como'da önce fünikülerle Brunate'ye çıkıp tepeden Como manzarasını seyrettik.Como merkezde yapacak çok şey yok.Şehrin orta yerinde ihtişamlı bir katedral yeralıyor.2 cafe latte ve 2 dilim pizza (toplam euro 9) ile kahvaltımızı yaptık ve kendimizi yollara vurduk.
Sırasıyla Como'dan başlayıp Torno,Careno,sevimli Nesso ve nihayet romantik Bellagio.
BELLAGİO
Como gölünün incisi.Dar ve merdivenli sokaklar,cafeler,eski evler,devasa bahçesiyle Villa Melzi ve muhteşem konumuyla Villa Serbelloni görülmesi gerekenler.Bellagio'dan arabalı vapurla Mennagio'ya geçtik.( araç dahil iki kişi euro 10 ) Menaggio'ya kış erken gelmişti pek sessiz ve huzurluydu.Yollardaki peysaj çalışmalarına ve yürüyüş alanlarının
düzenine hayran kaldım.Dönüş yolumuz , Bellagio tarafı olan karşı yaka kadar keyifli değildi.Menaggio'dan Tremezzo,Lenno ve gölün tek adası olan Comacina'yı da gördükten sonra Cernobbio'da Villa D'este'de kahve molası verdik.
Göl kenarında bulunan çok şık ve ihtişamlı otelin harika bahçesi var.
MENNAGİO
Yorucu günün ardından Milano'ya döndük.Zamanımız kalsaydı Maggiore ve Orta Gölü'ne de gidecektik ama Como Gölü tüm günümüzü aldı,yetmedi bile.Maggiore Gölü'nü de görmek isterdim.

Como olmazsa olmazları
  • Arabayla Como'dan başlayarak Bellagio'ya kadar gitmek,yolda her gördüğün manzara da durup yolun keyfini çıkartmak,bol bol fotoğraf çekmek,
  • Muhteşem evlerin sahiplerini kıskanmak,
  • George Clooney'i görmeyi umut etmek:)
  • Bir dahaki sefere mutlaka Villa d'Este'de konaklamak,
Son olarak
Como Gölü'ne gitmişken Maggiore Gölü'ne de gitmek gerek.Hatta vakit varsa Orta Gölü'ne de uğranabilir.Özellikle Maggiore Gölü 212 km2 alanıyla Garda'dan sonra İtalya'nın ikinci büyük gölü.Borromee Adaları göldeki en önemli turistik noktalar.Como- Maggiore arası yaklaşık 100 km Maggiore- Orta Gölü arası yaklaşık 30 km.Orta Gölü daha az turistik.

Nisan 27, 2010

MİLANO EYLÜL 2008


THY sabah uçağıyla yaklaşık 3 saat sonra Milano Malpensa Havaalanı'ndayız.Kiraladığımız arabamızı aldıktan sonra navigator ve Milano haritamız olmadan, büyük bir cesaretle Milano sokaklarındayız.Yanımızda sadece otelin google map dökümü var. Tabi ki kaybolduk.Yoldan geçen yaşlı italyanlara adresi sormak zorunda kaldık, kalmaz olaydık.Onlar ingilizce biz italyanca bilmiyoruz ,e doğal olarak anlaşamıyoruz.Ama italyanlar çok ısrarlı, anlaşamasak da orta yolu bulacaklar.Heryerden birine sesleniyorlar, gelenler başkalarını çağırıyor, bayağı kalabalıklaştık ama nafile.Teşekkür edip ayrılırken bile halen trafik ışıklarını tarif etmeye çalışıyorlardı. Günümüz çok hareketli başladı. Sonunda otelimiz Antares Hotel Accademia'yı bulduk.Otelin otoparkı günlük euro 20 olunca araba tabi ki arka sokağa park edildi.Otelin yeri çok merkezi olmasa da odalar çok konforlu ve temiz.Otelin hemen önünden geçen 19 nolu tramle 15 dak.merkezdesin.Ama bizim gibi aceleden yanlış trame binip 45 dak.gezmezsen.:)
Milano turumuza Cadorna bölgesinden başladık.Birer sandviç ve bira ile önce kendimize geldik.İlk durak çok merak ettiğim Chocolat. Dondurmalarını tattık.www.chocolatmilano.it
Harikaaa.Fıstıklı ve çikolatalı favorim.Enerji depoladıktan sonra şehir turumuza devam.
  • Castello Sforzesco ve Sempione Parkı.Via Dante'nin sonunda yeralan Castello kalesi ve kalenin parkı, Milano'nun en önemli tarihi mekanlarından.Vaktimiz olmadığından parkın keyfini çıkartamadık.Şöyle bir kaleyi gezdikten ve parka göz gezdirdikten sonra Via Dante boyunca yürüdük.Yanlış trame bindiğimizden dolayı turu tersinden yaptık.Aslında Duomo'dan başlayıp Sempione parkında çimenlere yayılarak turu tamamlamak daha doğru..www.milanocastello.it
Duomo Meydanı.135 kubbesiyle 500 yılda yapımı tamamlanan ihtişamlı Duomo Katedrali'nin yer aldığı şehrin kalbi.Duomo, Roma ve Sevilla'daki katedrallerden sonra dünyanın üçüncü büyük katedrali.Katedralin bronz kapısının üzerindeki figürler görülmeye değer.
  • Galleria Vittorio Emanuele . Duomo'nun kapı komşusu. Duomo ile Scala'yı birbirine bağlayan cam tavanlı alışveriş merkezi.Binanın mimarı galerinin çatısından düşerek ölmüş.İçerisinde çeşitli markalar var. Milano'nun ünlü restaurantlarından biri olan Savini 'de burada.Fiyatlar biraz pahalı mesela risotto alla milanese euro 23, tiramisu euro 20 :) www.savinimilano.it Yalnızca kahve içmek isterseniz 5 euro'ya Zucca'da cappucino içebilirsiniz.www.caffemiani.it


La Scala.Galleria Vittorio Emanuele'in içerisinden geçerek arka sokakta bulunan opera binasına ulaşabilirsiniz.2000 kişi kapasiteli opera binasında vaktinde Maria Callas'ın sesi yankılanıyormuş.

Via Monte Napoleone .İşte şimdi Milano'dayım diyebilirim.Cadde markalarla dolu.Şeytana uymayıp sadece vitrinlere bakmak gerek.İş çıkış saatine rastladık.Harikaaaa.Birbirinden şık ve güzel insanlar,moda dergilerinden fırlamış gibiler.Herkes birer kadeh şarap veya şampanya eşliğinde cips ve zeytin atıştırıyor.Biz de eksik kalmadık.Evet görmek istediğimiz Milano'nun en eski pastanelerinden biri olan Cova da karşımıza çıktı.Orta boy elmalı turta euro 50!!!.İyiymiş.: www.pasticceriacova.com Meşhuuuur çikolatasından alıp yedik.
Akşam Via Dante'de şarap peynir yapıp günü bitirdik.

Milano olmazsa olmazları
  • Duomo Meydanı'nda merdivenlere otur, katedrale hayran kal,şehri yaşa.
  • Chocolat'ın nefis dondurmalarını tat.
  • Gün sonunda Sempione Park'ta yorgunluk gider,
  • Mutlaka iş çıkış saati Via Montenapoleone'de ol.Sokaklarda salın İnsanları seyrederek şarabını iç.
  • Akşam Ristorante Charleston 'da Risotto alla milanese ve Osso Buco (dana incik) ye.www.ristorantecharleston.it
Son olarak
Milano, Roma ve Venedik'ten sonra ilk başlarda sıkıcı gelebilir ama yine de farklı ve keyifli.Yakın çevrede gezilecek birçok yer var.Özellikle Göller Bölgesi Milano'ya gitmişken mutlaka tatil planına dahil edilmeli.